Perianal fissür, Anal Apse, Anal Fistül, Hemoroid Cerrahisi


Anal fissür: ( Anüste yırtık, çatlak).

Şikayetler: Dışkılama sırasında ve sonrasında ağrı, yanma, dışkıya bulaşmış, çizgi şeklinde veya damla damla kırmızı renkte kanama, kabızlık, kronik dönemde fissür ucunda anal deride ele gelen şişlik. Erişkinlerde ve çocuklarda yaygın olarak görülür. Çocuklarda rektal (makat, anüs) kanamanın en çok görülen nedenlerinden biridir. Hastalık görülme sıklığında kadın erkek cins ayrımı yoktur. Kabızlık şikayeti fissür oluşmadan önce genellikle vardır, fissür oluştuktan sonra ağrı meydana gelir ve ağrı korkusu nedeniyle kabızlık şikayetleri daha da artar. Tanı dışkılama esnasında anüste yanma, sızlama şeklinde ağrı esas şikayetleri oluşturur. Rektal kanama az miktardadır, açık kırmızı parlak renkte, dışkıya çizgi şeklinde bulaşmış olarak görülür. Dışkılama sonrası birkaç damla kanama görülebilir.

Tanı: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları ile tanı konulur.

Tedavi: Medikal tedaviye ek olarak en önemli husus kabızlığın giderilmesi ve önlenmesidir. Bol posalı diyet, bol su içilmesi kesinlikle önerilmektedir. Sıcak su oturma banyoları spazm ve ağrının azalmasında faydalıdır. Ağrı giderici krem ve merhemler bölgeye sürülerek uygulanabilir.. Suppozituarlar (fitil) kullanılmamalıdır. Nitrogliserin içeren topikal ilaçlar kullanılabilir ancak yan etki olarak geçici hafif baş ağrısı görülebilir.

Medikal tedaviden fayda görülmeyen durumlarda cerrahi tedavi bir seçenektir. Cerrahi olarak lateral internal sfinkterin bir miktar kesilmesi tedavi edicidir ancak inkontinans (dışkı ve gaz kaçırma ) gibi komplikasyonlar ve istenmeyen durumlar oluşabilir.

Anal fissürde botox tedavisi yüz güldürücü bir tedavi yöntemidir, cerrahi yöntemin iyileştirici oranlarına yakın etkinliği vardır. Botox tedavisi muayenehane şartlarında beş dakika gibi kısa bir sürede, lokal anesteziye gerek kalmadan insülin enjektörü ile çok kolayca uygulanmaktadır ve başka bir tedaviye gerek kalmadan hasta evine gitmekte ya da işine devam etmektedir.  Ayrıca  cerrahi yöntem sonrası görülebilen gaz gaita inkontinans (gaz ve dışkı kaçırma)  gibi istenmeyen durumlar botox tedavisi sonrası oluşmaz.

Ozon terapi  anal fissür tedavisinde uygulanmaya başlayan yeni bir yöntemdir. Muayenehane koşullarına kolaylıkla uygulanabilmektedir,  diğer tedavi seçeneklerinde görülen yan etkiler yoktur ve fissürde hızlı bir iyileşme sağlamaktadır.

Muayenehane koşullarında güvenli biçimde   botox ve ozon uygulaması ile anal fissür tedavisi sonuçları yüz güldürücüdür.

Perianal abse: Anüs çevresinde değişik lokalizasyonda oluşan apselerdir. Şikayetlerden ilk belirti perianal bölgede künt ve sürekli ağrıdır. Perianal (anüs çevresinde) şişlik, sertlik, kızarıklık, akıntı, şiddetli ağrı, ateş, üşüme titreme. Anüs ve rektum abseleri genellikle anal glandların (bezlerin) tıkanması sonucu oluşan enflamasyon nedeniyle meydana gelir. Anal absenin anal sfinkterlerin içinden veya çevresinden yayılması sonucu değişik lokalizasyonlarda genişleyebilir ve abse yayılımı sonucu hastanın kliniği değişiklik gösterir. Perianal abse, intersfinkterik apse, iskiorektal apse, derin postanal apse, supralevatör apse gibi durumlar oluşabilir.  Perianal abse şikayetleri bulunan hastalar zaman geçirmeden bir genel cerrahi uzmanı tarafından muayene edilmeli ve cerrahi tedavileri yapılmalıdır. Aksi halde absenin hızla büyümesi, çevre ve derin dokulara yayılması ve sepsise kadar giderek hayati tehlike oluşturabilir. Esas ve bir an önce yapılması gereken tedavi absenin cerrahi yöntemle insizyon ve drenajı ile başlar. Absenin yeterli drenajı, uygun antibiotik, kontrol muayeneleri sonrası yaranın durumuna ve fistül oluşup oluşmadığına göre cerrahi yöntemlerle tedavi yapılmalıdır.

 Perianal fistül: Rektum haricinde, anüs etrafındaki deriden anal kanal içine doğru tünel gibi giren bir durumdur. Perianal ve rektal abselerin %30-60 kadarında anal fistül oluşumu görülmektedir. Basit bir fistülden komplike fistüle kadar değişik şekillerde oluşabilirler. Şikayetler rektum ve anüs çevresinde kızarıklık, şişlik, ağrı, kaşıntı, kanama, ateş ve anüs etrafında bir delikten pürülan akıntı gelmesi tipiktir. Hastalarda daha önceden aynı bölgede abse oluşumu ve hastalığın sık sık tekrar etme öyküsü genellikle bulunur. Anal fistül kendiliğinden iyileşmez ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilmezlerse sık sık tekrarlar, yeni ve daha komplike abse ve fistüller oluşur. Anal fistül tanısı konulduğunda hastaya mutlaka hastalığın  seyri, tekrar etme, komplike hale gelme ve inkontinans gelişme  olasılığı hakkında ayrıntılı bilgi verilerek planlama yapılmalı ve  zaman geçirmeden cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir.

Hemoroid: Makat bölgesinde ağrı, şişlik, morarma, kaşıntı, akıntı, kanama, kabızlık en sık görülen şikayetlerdir. Dünyada genel cerrahlar tarafından en sık konulan tanılar arasındadır. Anal bölgede üç kadranda görülür, iç ve dış hemoroid olarak karşılaşılan venöz yastıkların genişlemesidir. Ikınma, kabızlık, ishal, tuvalette fazla oturma, gebelik, şişmanlık, öksürük gibi karın içi basınç artışı, dışkılama sonrası ele gelen meme şeklinde hemoroid pakeleri hasta tarafından yerine koymaya çalışılır. Anal bölgede ıslaklık hissi ve kaşıntı şikayetleri mevcuttur. En sık bulgu kanamadır. Dışkılamayı takiben taze kırmızı kan görülür, dışkılama sonrası damla damla taze kan, tuvalet kağıdına kan bulaşması şeklinde kanama görülür. Anal temizlik sırasında hemoroid pakelerinin hastanın eline gelmesi dış hemoroidlerde  görülen tanı bulgusudur. Hemoroidler oluşum evrelerine göre küçükten büyüğe doğru evre 1-2-3-4 olarak karşımıza çıkar.   Tanı konması için şikayetlerin değerlendirilmesi sonrası, genel cerrahi uzmanı tarafından muayene yapılması esastır. Muayene sonrası rektosigmoidoskopi veya anoskopi ile hemoroidlerin görülmesi, derecelendirilmesi ve rektum kanseri olup olmadığı da netleştirilmelidir. Medikal tedaviye yanıt vermeyen hemoroidal hastalığın tedavisi cerrahidir.

Evre 1: Konservatif tedavi. Diyette lifli gıdaların arttırılması, bol su içilmesi, tuvalet alışkanlığı değiştirilerek tuvalette uzun süre oturulmaması, fazla ıkınmamak, kabızlık ve ishalin engellenmesi.

Evre 2: Medikal tedavi,  bazı olgularda band ligasyonu.

Evre 3:  Band ligasyonu, bazen cerrahi tedavi

Evre 4: Cerrahi tedavi

Hastalığın  evresine göre, genel cerrahi uzmanı  tarafından  planlanan  cerrahi tedavi yöntemlerinden en uygun olanı hasta  bilgilendirilmesi yapılarak ve onamı alınarak uygulanır.